
Maddenin iki asal halini; form ve malzemeyi ana artere yerleştiren Sertaç Taşdelen, kendini düşünsel bir felsefe olarak tanımlamayı tercih ediyor. Zamansızlığı, tanımsızlığı ve dualiteyi temel alan ütopik bir evreni barındırırken, modern kimlik tanımlarına aykırı, bedeni önemsiz kılan cinsiyetsiz bir tavrı, söylemlerin ve düşünsel
duruşun önemine atıfta bulunuyor.





